Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

el altında bulundurmak

См. также в других словарях:

  • nüfuzu altında tutmak — söz geçirme gücünü üstün kılmak, egemenliği altında bulundurmak Onu uzun müddet nüfuzu altında tuttuğuna bir misal olarak... A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hükmetmek — e, der, Ar. ḥukm + T. etmek 1) Egemenliği altında bulundurmak 2) Düşünme veya yargılama sonunda bir kanıya varmak Gözlerimi açtığım zaman odamı loş görünce akşam olduğuna hükmettim. R. H. Karay 3) Aklına esmek 4) mec. Bir kimseye veya topluluğa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • korumak — i, den 1) Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. O. S. Orhon 2) Güçlü bir kimse veya kuruluş,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlem altına almak — 1) bir nesneyi, olayı veya bir gerçeği, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alıp incelemek 2) hastanın hastalığını izlemek, denetim altında bulundurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müşahede altına almak — sürekli gözlem altında bulundurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adımını attırmamak — 1) rahat davranmasını engellemek amacıyla sürekli olarak denetim altında bulundurmak 2) bir yere girmesine engel olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı tutmak — 1) önem vermek İşini sıkı tut. 2) sürekli olarak denetlemek, kontrol altında bulundurmak 3) bir işte disiplinli olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ensesine binmek — birine bir işi yaptırmak için sürekli baskı altında bulundurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeri göğü tutmak — her tarafı ele geçirmek, denetim altında bulundurmak Müttefikler yeri göğü ve bütün köşe başlarını tutmuştur. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elde tutmak — sahibi olsun olmasın, bir malı mülkiyeti altında bulundurmak, zilyet olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başına dikilmek — 1) (birinin) birinin yanından uzaklaşmamak, onu denetim altında bulundurmak 2) (birinin) bir işi yaptırmak için yanında ayakta durmak 3) (birinin) bir şeyin yanında ve ayakta beklemek Gidip iskelenin başına dikiliyor gelen yolcuyu buyur etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»